الصفحة الرئيسي الاخبار Orta Doğu’daki Son Gelişmeler ve Jeostratejik Manzara

Orta Doğu’daki Son Gelişmeler ve Jeostratejik Manzara

أرسل لصديقك طباعة PDF

Süleyman ŞENSOY
Süleyman ŞENSOY
TASAM Başkanı / Chairman


Orta Doğu’daki Son Gelişmeler ve Jeostratejik Manzara

Özet

Özetle, Orta Doğu kendi bünyesinde çok büyük zıtlıkları, çok büyük fırsatları ve tehditleri barındıran ve 21. yy güç merkezi olmaya aday bir coğrafyadır. Eğer bu zıtlıklar iyi yönetilebilirse başarılı olma şansı çok yüksektir. Fakat bu zıtlıklar ve farklılıklar dışarıdan yahut bölge içi aktörlerin birbirleri ile olan anlamsız rekabetinden dolayı manipüle edilirse Bölge’nin geleceğinde beklenmedik sonuçlarla karşılaşılabilir. “Orantılı risk, karşılıklı bağımlılık” olarak tanımladığımız temel anlayış içinde Türkiye ve Orta Doğu ülkelerinin ilişkilerinin duygusal düzeyden çok, daha pragmatik, daha derinlikli inşa edilecek alanlara doğru yönelmesi gerektiği kanaatindeyim. Çünkü dünyadaki gelişmeleri ve bölgemizdeki gelişmeleri doğru okuyabilirsek bundan dost ve kardeş ülkeler olarak hep birlikte daha da güçlenip önümüzdeki gelişmeleri fırsata çevirerek çıkma imkanı bulabileceğiz.

 

Anahtar Kelimeler: çok kutupluluk, entegrasyon, mikro milliyetçilik, çok boyutlu güvenlik, kimlik politikaları, insan kaynakları

 

Tarihî Arka Plan

Arap Devrimlerinin bir bahara dönüşebilmesi, güncelin geçmiş ve gelecek arasında doğru konumlandırılmasıyla mümkün olabilir. Sahadaki aktörler değişmekle birlikte değişmeyen güç dengeleri ve çıkar ilişkileri sürgit devam etmektedir. “Orta Doğu” demek durumunda kaldığımız bölgemiz, tarihî devridaimler döngüsünün bir yenisini yaşıyor görünmektedir. İslâm’ın bu bölgedeki ilerleyişi birkaç yüzyıl arayla iki büyük gücün Bölge’ye saldırısına yol açmıştır. 11. yüzyılın sonunda Bizans’ın davetiyle alevlenen Haçlı orduları uzun yüzyıllar Bölge’ye batıdan saldırarak kan, istikrarsızlık ve sıkıntılara yol açmıştır. Bunun ardından 13. yüzyılda Moğol saldırısı Bölge’ye doğudan yeni bir istikrarsızlık ve yıkım getirmiştir.

Haçlı istilaları ile sarsılan coğrafya tam bu sıkıntının aktif akınlarından nefes aldığını sanırken bu kez diğer yönden Moğol istilaları ile karışıklık yaşamıştır. Bunlar olurken Bölge’de bulunan Ermeniler gibi Hıristiyan ve diğer bazı yerel unsurlar bu yeni istilacılarla kendi tarihî çerçeveleri içinde yakınlaşmışlardır.

Haşhaşiler gibi terör odaklı, din görünümlü bir örgüt ise ilginç bir şekilde değişik odaklarla temasa geçmekten geri durmamıştır. Bazen Haçlıların yanında yer alırken bazen de karşı tarafta yer almıştır. Kendi merkezi gücünü kuramayan ve merkezi asabiyesini bölgesinde kabul ettiremeyen her güç gibi, denge oyunlarına giren bu yapılar bazen orada bazen burada kendi otoritelerini sınırlayan Bölge güçlerine karşı kara ittifaklara girişmişlerdir. Bütün bunlar yaşanırken Bölge’de Eyyubiler gibi yerel güçlerle başlayan karşı harekât; önce gelen bu saldırıları durdurmuş, zaman zaman püskürtmüş, Haçlı ve Moğol varlığına karşı nihai darbeler indirmiştir. Böylece Bölge tarihin dışına itilmek ve nesneleşmekten kurtarılarak varlığını kendi kimliği ile sürdürebilmiştir. Modern dönemde ise Bölge’de ve dünyada değişen siyasi, ekonomik ve teknolojik değişimlere binaen yeni güç merkezleri ve dengeleri oluşmuştur.

Geçmişe dair bu tespiti güncele aktararak devam ettiğimizde; modern zamanlar dediğimiz çağlarda Bölge’nin artık batı ve doğudan yeni tehditlerle kendi varlığını yaşayamaz hale gelerek tarih dışı kaldığını söyleyebiliriz. Sanayi Devrimi ile kapitalist ve emperyalist bir veçhe kazanan İngiliz gücü bu yeni zamanda “Batı” denilen kavramın ilk habercisi olarak Bölge’ye ve ötesine dair planları tahakkuk ettirmek sureti ile 19. yüzyılın başından itibaren Bölge’yi kontrolü altına almaya başlamıştır. Fransa’dan bir adım öne geçen ve Bölge’de mevzi kazanan İngilizler daha önde ve hızlı hareket şansı bulmuşlardır.

Görüleceği üzere “Orta Doğu”daki dostluklar da düşmanlıklar da sanıldığı kadar yeni ve değişken değildir. Bölge’de yer alan ayrılıkçı unsurlar, yaşanan Haçlı Seferleri ve Moğollarla yaşanan acı olaylarda ortaya çıkan ittifakların yansımaları gibidirler. Bugün oluşan güç dengeleri ve aktörler seviyesinde yaşanan mücadelenin aktüel görüntüsünün perde arkasına bakıldığında çok yaşlı yüzler ve eski hesapların ortaya çıkması kimseyi şaşırtmamalıdır. “Bugünün dünden farkı nedir?” diye sorulursa cevap çok basittir. Dünün Bölge’deki süper devletleri bugün yoktur. Dün Bölge’de özne rolü üstelenecek, kendi kimliği, ekonomisi ve varlığı ile olup bitene kendince müdahale edebilecek güçler varken bugün ancak ittifaklarla olaylara müdahale şansı bulunan bir siyasi manzara söz konusudur. Bir bölgenin tarihî potansiyelleri ve zaafları iyi tahlil edilmedikçe tarihî ve kültürel kodlar ihmal edilerek güncel gelişmeler üzerinden inşa edilecek her siyaset, derin bağların ve köklerin darbesini yemeye mahkûm olacaktır.

 

Makalenin Türkçesi için Tıklayınız

Makalenin İngilizcesi için Tıklayınız

Makalenin Arapcası için Tıklayınız

 

 

 

 

تم التحديث فى ( الخميس, 20 ديسمبر 2012 14:14 )  

 

الاعلانات

SONUÇ RAPORU ( TASLAK )

İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nun birincisinde oluşturulması önerilen, ikincisinde teyit edilen; ilk toplantısı 1 Mart 2012’de Bakü’de, 2. toplantısı 25 Mart 2013’te Kahire’de, 3. toplantısı 28 Ekim 2013’te Bağdat’ta, 4. toplantısı 20 Şubat 2014’te yine Bağdat’ta düzenlenen ISTTP (İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu) Akil Kişiler Kurulu 5. toplantısı 8 Mart 2015’te İslamabad’da 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu marjında gerçekleştirilmiştir:

 

A. ISTTP Akil Kişiler Kurulu ve Diğer Katılımcılar Ortak Listesi

 

Süleyman ŞENSOY, TASAM Başkanı, Türkiye

Büyükelçi (E) Ömür ORHUN, İİT Danışmanı & TASAM, Türkiye

Prof. Dr. Zaleha KAMARUDDIN, Malezya İslam Üniversitesi Rektörü

Büyükelçi Dr. Mostafa DOLATYAR, IPIS Genel Direktörü, İran

Senator Müshahid Hussaın SYED, IPRI ( Islamabad Policy Research Institute )

Büyükelçi Humayun KABIR, BEI ( Bangladesh Enterprise Institute ) Direktörü, Bangladeş

Prof. Shamseldin Zeinal ABDIN, Khartum University, Sudan

Elnur ASLANOV, Cumhurbaşkanlığı İdaresi Siyasi Analiz ve Enformasyon Departmanı, Azerbaycan

Dr. Abdulaziz SAGER, GRC ( Gulf Research Center ) Başkanı, BAE

Major General (E.) Muniruzzaman, Bangladesh Institute of Peace and Security Studies (BIPSS)

Büyükelçi (E) Murat İLHAN, TASAM, Türkiye

Büyükelçi (E) Prof. Dr. Ali Engin OBA, TASAM Türkiye

Dr. Muharrem Hilmi ÖZEV, İSTTP (İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu) Genel Sekreteri, Türkiye

Dr. Hatem EL KADI, IDSC Başkanı, Egypt

 

B. ISTTP 5. Akil Kişiler Kurulu Toplantısı Gündemi

 

01. Giriş

02. Akil Kişiler Kurulunun görevleri, işlevleri ve yeni üyeleri (2015 Eylem Planı)

03. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nun kurumsallaşması ile ilgili müzakereler

04. İslam Dünyası’nda ve küresel düzeyde görülen gelişmeler karşısında Forum’un işlevi ve geleceği

05. İslam Ülkeleri’nde değişim ve dönüşüme düşünce kuruluşlarının stratejik katkılarına dair öneriler

06. İslam Ülkeleri’nin düşünce kuruluşları ile Batı’daki emsalleri arasındaki etkileşim üzerine mülahazalar

07. Diğer meseleler

 

Dökümanın tamamı için tıklayın.